Point Kelimesinin Türkçesi
İngilizce Türkçe Sözlük
- point
- n. ana fikir, nokta, husus, uç, sivri uç, oyma kalemi, puan, an, sayı, konu, mesele, anlam, amaç, neden, vurgu, özellik, etki, incelik
- point
- v. sivriltmek, noktalamak, bitirmek, doğrultmak, çevirmek, göstermek, işaret etmek, sivrilmek, uç vermek, çıkmak (çıban vb), doğrultmak (silah)
- point
- Bilim nokta
- point
- Medikal/Tıp Nokta.
- point a moral
- hisse çıkarmak (kıssadan), kıssadan hisse çıkarmak
- point at
- işaret etmek, parmakla göstermek
- point at issue
- tartışma konusu, söz konusu mesele
- point blank
- çok yakın geçen, yakın mesafeden yapılan, yakın menzilli, yatay olarak ateşlenen, açık, dolaysız, kesin
- point blank denial
- kesinlikle reddetme
- point contact
- Bilgisayar noktasal degme, noktasal degec
- point drift
- Bilgisayar calisma noktasi kaymasi
- point duty
- belli bir noktada yapılan polislik
- point estimation
- Bilgisayar noktasal kestirim
- point lace
- oya işi
- point of control
- Bilim kontrol noktası